Oruç Tutarken Sağlığınızı İhmal Etmeyin

 Oruç Tutarken Sağlığınızı İhmal Etmeyin

Ramazan ayı geldi çattı, 2020 yılında Kovid-19 nedeniyle bazı özel günleri yeterince içimizden geldiği gibi yaşayamasak da evde kaldığımız şu günlerde oruç tutanların ve tutmak isteyenlerin sayısı bir hayli fazla. Ramazan ayında tutulmaya başlanan oruçlarla birlikte bazı soruların da sorulmaya başlaması alışılmış bir durumdur. Bu sorulardan biri de oruç tutarken vücutta hangi rahatsızlıklar görülebilir? Bu sorunun cevabı araştırıldığında susuzluk ve açlık nedeniyle oluşabilecek bazı rahatsızlıklar olduğu bilgisine ulaşılabiliyor. Ne tür rahatsızlıklar oluşabileceği konusunda derlenen bazı bilgileri yazının devamında okuyabilirsiniz.

Oruç Tutarken Vücutta Hangi Rahatsızlıklar Görülebilir?

Ramazan ayında oruç tutmak Müslümanların yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Mide ve bağırsağın dinlenmesi, hücrenin yenilenmesi veya kötü alışkanlıklardan uzak durulması gibi sağlık için birçok faydası olduğu bilinir. Fakat uzun süre vücudun susuz ve aç kalması nedeniyle bazı rahatsızlıkların da yaşanabileceği gerçektir. Rahatsızlıklar hakkında bilgi sahibi olunursa önlemleri almak daha kolay olacaktır. İşte yaşanan başlıca rahatsızlıklar:

1-Tansiyon düşmesi; Oruçlu insanlarda tansiyon düşmesi özellikle akşam saatlerine doğru daha sık görülebilir. Oruç nedeniyle tansiyon düşmesi genelde vücudun fazla susuz kalması, iftar ve sahurda yanlış ve düzensiz beslenme nedeniyle ortaya çıkar.

2-Kabızlık sorunu; Oruç tutarken kabızlık sorunu suyu ve lifsiz besinleri az tüketenlerde, daha çok rafine gıda tüketen kişilerde sık görülür. Bu sorunu yaşayanlarda karın şişmesi ve hemoroid şikayetleri görülebilir. Böyle bir durumda oruç harici zamanlarda içilen su miktarı arttırılmalı, daha çok lifli gıdalar tüketilmeli ve çikolota ya da pasta gibi rafine gıdalardan uzak durulmalıdır.

3-Kan şekerinin düşmesi; Oruç tutarken kan şekerinin düşmesine sahurda çok şekerli besinler tüketmek neden olabilir. Fazla şeker tüketimi ensülin salınımını arttırır ve gün içinde de kan şekerinin düşmesine sebep olur. Belirtilerinin arasında baş ağrısı, çarpıntı, halsizlik, titreme ve konsantre olamama sorunu vardır.

4-Baş ağrısı; Oruç tutarken baş ağrısı daha sık iftara yakın saatlerde başlar veya artış gösterir. Baş ağrısına düşük kan basıncı da eşlik ederse daha ciddi boyutlarda ağrı görülebilir ve kusmaya sebebiyet verebilir.

5-Bulantı-kusma; Oruç tutarken uzun süre boş kalan midede birden fazla gıda alınması sonucu bulantı ve ardından da kusma görülebilir. Kusma durumu daha çok iftardan yarım ile iki saat sonra aralığında oluşur. Bulantı ve kusmanın başlıca nedenleri arasında besin zehirlenmeleri, mide veya oniki parmak ülseri, gastrit, safra kesesi iltihabı ve pankreas iltihabı sayılabilir.

6-Midede yanma; Oruç tutarken midenin boş kalması sonucu salgılanan asit miktarı artar. Bu nedenle mide rahatsızlıkları olanların doktor kontrolünde oruç tutması gereklidir. Oruç açıldıktan sonra aşırı tüketilen kola, kahve veya acılı yemekler mide rahatsızlıklarının artmasına sebep olabilir.

Oruç Kalp Hastalarını Etkiler Mi?

Kalp hastalarının oruç tutup tutması hakkındaki kararı mutlaka doktoru ile birlikte vermesi gerekir. İlaç tedavisiyle kontrol altında tutulabilen kalp, damar veya yüksek tansiyon rahatsızlıkları olan kişiler doktoru ile görüşüp, uygun görürse ilaç tedavilerini ona göre ayarlayıp oruç tutabilirler.

Oruç Tutanlar Mide Rahatsızlıklarını Nasıl Engeller?

Ramazan ayında oruç tutarken midenin uzun süre boş kalması bazı mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Fazla asit üretimi ile birlikte midede yanma, kazınma, ağrı gibi şikayetler artabilir. Peki bu şikayetleri en aza indirmek için neler yapılabilir? Yazının devamında bulabilirsiniz.

  • Oruç mutlaka sahura kalkarak tutulmalıdır. Sahurda ağır yiyeceklerden uzak durulmalı, süt, peynir veya yoğurt gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Yemek tercih edilirse de zeytinyağlı sebze yemekleri veya çorba yenilmelidir.
  • İftarda ise yemeğe zeytin, peynir, çorba gibi hafif yiyeceklerle başlanmalı, aradan 10-15 dakika geçtikten sonra ana yemeğe geçilmelidir. Sebze yemeği, az yağlı bir et yemeği veya salata doğru bir tercih olacaktır. Kan şekerini dengelemek için de kepekli ekmek, kepekli makarna veya bulgur pilavı yenilebilir.
  • Ramazan ayında dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edilmelidir. İftardan sonra ara öğünler 1-1,5 saat aralıklı olacak şeklinde düzenlenmeli, sahur ve iftar iki ana öğün olarak değerlendirilmelidir.
  • İftarla sahur arası ortalama 2-2,5 litre su mutlaka içilmelidir. Ayrıca sıvı ihtiyacını karşılaması için taze sıkılmış meyve suları, soda veya ayran gibi sağlıklı içecekler ek olarak alınabilir.
  • Tatlı ihtiyacını gidermek için ağır, şerbetli tatlılardan uzak durulmalı, sütlü tatlılar veya meyveler tercih edilmelidir.
  • Mideye birden yüklenilmemeli, çok çiğneyerek yavaş yavaş yemek yenilmelidir.
  • İftardan sonra küçük egzersizler veya küçük yürüyüşler sindirimi kolaylaştırır ve şişkinlik gibi mide şikayetlerini azaltır.
  • Haşlanmış, ızgara ve fırında yapılan yemeklerin sağlıklı olduğu göz önünde bulundurulmalı, tütsülenmiş, kavrulmuş veya kızartılmış yemeklerden kaçınılmalıdır.
  • Kabızlığı önlemek için lifli gıdalar bol tüketilmeli, ara öğünlerde fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler veya taze ya da kuru meyveler yenmelidir. Kepekli tahıllar, sebzeler ve kuru baklagiller lif açısından zengin yiyeceklerdir.

 

diyetio

Diyet ve zayıflama bilgilerinin paylaşıldığı Diyetio'ya hoşgeldiniz. Sorularınız ve önerilerinizi yorum yoluyla bize iletebilirsiniz.
Yorumlar (0)

* Yorumların Onaylanması İçin Türkçe Yazım Kurallarına Dikkat Edin!