Yaz Aylarında Neden Daha Çok Su İçmeliyiz?

Su canlılığın devamı için gerekli olan organik bir bileşiktir. 2 birim Hidrojen ve 1 birim Oksijen atomunun birleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Canlılığın temeli olarak görülen bu bileşiğin yokluğunda hayat da olmayacaktır. Bilinen canlı yaşamı barındıran tek gezegen olan Dünya yüzeyinin yaklaşık olarak %70’i sularla kaplıdır. Aynı şekilde insan vücudunun yaklaşık olarak %70’i yine sudan oluşmaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi su, hayatın devamlılığı için olmazsa olmaz bir bileşiktir. Bir insanın yemek yemeden haftalarca, aylarca hatta 1 yılı aşkın bir süre hayatta kalabileceği görülmüştür. Fakat su yokluğunda yaşanabilecek süre 1 haftadan fazla olmayacaktır. Bu süre hava sıcaklığı, hareket sıklığı gibi pek çok etkene bağlı olarak daha da kısalmaktadır. Yaz aylarında neden daha çok su içmeliyiz sorusuna verilecek yanıt aslında burada saklıdır.

Yaz mevsimi hemen herkesin en sevdiği mevsimdir. İnsanların büyük çoğunluğu soğuk havayı sevmez. Soğuk havanın getirdiği pek çok dezavantaj da yazın sevilmesinin nedenleri arasında gösterilebilir. İnsan vücudu soğuk dış ortama dayanıklı değildir. Bu yüzden kış aylarında kalın ve çok katlı giysiler tercih edilmektedir. Vücudumuz soğuk havayla baş edebilmek için çeşitli mekanizmalar geliştirmiştir. Örneğin, çok soğuk havalarda hayati organlarımızın ısısının korunması için beynimiz bazı uzuvlarımızı gözden çıkarabilir. Soğuk havalarda parmak uçlarının karıncalanması ve kaşınması, tam olarak bu durumu açıklayacak bir örnek olacaktır. Vücudumuzun minimum enerji seviyesine geçmesi, terlemenin neredeyse sıfır olması gibi etkenler su ihtiyacının da azalmasına neden olmaktadır. Yaz mevsiminde ise bunun tam tersi durum söz konusu olacaktır. Yaz aylarında en fazla seviyeye çıkan terleme, su ihtiyacının artmasının en temel sebebidir. İnsan vücudunun %70’inin sudan oluştuğunu belirtmiştik. Artan terleme ile birlikte bu oran, yaz aylarında aşağı düşme eğiliminde olacaktır. Beynimiz bu oranı sabit tutmak için bize sinyal gönderecek ve susuzluk hissi ortaya çıkacaktır.

Peki beynimiz bu sinyalleri bize neden veriyor? Su içmek neden bu kadar önemli? Bu soruların cevabı yine insan vücudunda gizlidir. Vücut su oranının korunması hayati bir önem taşımaktadır. Susuz kaldığımızın sinyalleri çok açık bir şekilde verilmektedir. En belirgin sinyaller arasında ağız, cilt ve göz kuruluğu gelmektedir. Başka bir hastalığınız yoksa ve belirtilen bu sinyaller vücudunuz tarafından ortaya çıkarılıyorsa susuz kalmış olmanız muhtemeldir. Bir diğer belirti aşırı yorgunluk hissi yaşamanızdır. Gün içerisinde çok fazla hareket etmemenize rağmen sürekli bir yorgunluk hissi yaşıyorsanız yine susuz kalmış olmanız muhtemeldir. Tüm bu belirtileri göz ardı edebilirsiniz. Yine de vücudunuz size ihanet etmeyecektir. Susuz kaldığını size bildirmek için yılmadan sinyaller gönderecektir. Bu sinyallerden bir diğeri idrar renginde saklıdır. Sağlıklı bir bireyin idrar rengi şeffafa yakın bir renkte olacaktır. İdrar renginin koyulaşması vücudun susuz kaldığını belirten en önemli göstergelerden biridir. Vücudumuzun bize gönderdiği bu sinyaller suyun insan hayatında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Sonuç olarak hayatımızın her döneminde su içmeyi bir düzen içinde sağlamamız gerekmektedir. Eksikliği ölümcül olabildiği gibi fazlalığı da bir o kadar tehlikeli olabilir. Günlük 2 litreye yakın su içmek otoriteler tarafından uygun görülmektedir. Bu limitin çok altına düşmek dehidrasyona yol açacak, vücut susuz kalarak pek çok hastalığa açık hale gelecektir. Her şeyin fazlası zararlıdır. Aynı şekilde su içmenin de fazlası zararlıdır. Kısa sürede tüketilen aşırı miktarda su zehirlenmeye yol açabilmektedir. Hafif belirtiler gösterebildiği gibi hayati tehlike de yaratabilmektedir. Vücudumuz bize ne kadar suya ihtiyacı olduğunu bildirmektedir. Susama hissi oluştuğunda su içmemiz gerektiğini basit bir şekilde anlayabiliriz. Hava sıcaklığının arttığı yaz aylarında daha sık susama hissi yaşamamızın temel sebebi, vücudun koruması gereken su miktarının daha hızlı bir şekilde kaybedilmesidir. Bu yüzden yaz aylarında su tüketiminin artırılması faydalı olacaktır. Kusursuz bir sistem olarak görebileceğimiz insan vücudu, mükemmel bir denge içerisinde işleyen bir makine gibidir. Su ise bu makinenin en büyük yakıtıdır.